Almanya Ekonomisi Krizlerle Mücadele Ediyor
Son yıllarda yaşanan COVID-19 pandemisi, tedarik zinciri aksaklıkları ve Rusya-Ukrayna Savaşı gibi krizler, Alman ekonomisinin zayıf noktalarını açığa çıkarırken, yüksek enerji maliyetleri, Çin'den gelen rekabet ve imalat sektöründeki süregelen zayıflık ülke ekonomisinin büyümesini engelliyor.

Almanya’nın sanayisi, yabancı rekabetten olumsuz etkilenirken, jeopolitik gerilimler ve ABD’den gelen baskılara karşı da savunmasız kalıyor. Ülkedeki iş gücünün yaşlanması da ekonomiyi olumsuz etkilemesi beklenen diğer bir faktör.
Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası Euro Bölgesi’nde artan enflasyona karşı yükselen faiz oranları, Alman şirketlerin yatırım yapma isteğini azaltırken, Çin ve Türkiye gibi ülkelerin Almanya’dan ithal ettiği ürünleri giderek daha fazla üretebilmesi, Avrupa’nın en büyük ekonomisinin resesyondan çıkmasını zorlaştırıyor. Ayrıca, Almanya’da yapısal sorunlar da ekonomiyi frenliyor. “Ucuz enerji ve ara malı ithal et, bunları işle ve yüksek kalitede ‘Made in Germany’ etiketiyle ihraç et” iş modeli artık eskisi gibi işlemiyor.
Resesyonun Eşiğinden Dönen Alman Ekonomisi
Alman ekonomisi, iki yıllık durgunluk döneminin ardından yılın ilk çeyreğinde %0,2 büyüyerek teknik resesyona girmekten kurtuldu. Ancak, imalat sektöründeki kalıcı zayıflık nedeniyle kırılganlığını koruyor. Faizlerin yükselmesi, ekonomiye duyulan güvenin azalması ve yüksek enflasyonun tüketicilerin satın alma gücünü düşürmesi nedeniyle talepte yaşanan durgunluk, ekonomiyi olumsuz etkiliyor.
Almanya Federal İstatistik Ofisi (Destatis) verilerine göre, sanayi üretimi Mayıs ayında bir önceki aya göre %2,5 gerileyerek son 2,5 yılın en kötü daralmasını yaşadı. Özellikle otomotiv sektöründeki üretim, Nisan ayında %4,5 artarken Mayıs’ta %5,2 düşüş gösterdi. Almanya’nın ihracatı da Çin’in ithalatındaki gerileme nedeniyle Mayıs ayında %3,6 düştü.
Ekonomik Güven ve İyileşme Beklentileri
ING Küresel Makro Araştırma Başkanı ve Almanya Başekonomisti Carsten Brzeski, özel tüketimin zayıf kaldığını ve sanayi üretiminin ivme kazanamadığını belirtiyor. Ekonomi ve Enerji Bakanlığı, dış talebin zayıf seyrettiğini ve iç ekonomideki toparlanmanın sınırlı kaldığını bildiriyor. Ifo İş Ortamı Güven Endeksi ise Haziran ayında 88,6 puana gerileyerek beklentilerin altında kaldı.
IMF ve Bundesbank’tan Tahminler
IMF, Almanya’da ekonomik büyümenin oldukça durgun olduğunu belirterek, büyüme tahminini 2024 yılı için %0,2 ve 2025 yılı için %1,3 olarak korudu. Bundesbank ise, Alman ekonomisinin yavaş yavaş toparlandığını, ancak beklenenden daha yavaş bir toparlanma süreci yaşandığını öngörüyor.
Hükümetin Büyüme Paketi
Alman hükümeti, “Büyüme Girişimi-Almanya için Yeni Ekonomik Dinamikler” adı verilen bir paket ile ekonomiyi canlandırmayı hedefliyor. Paket, rekabetçiliğin güçlendirilmesi, bürokrasinin azaltılması ve enerji piyasasının verimliliği gibi alanlarda 49 tedbir içeriyor. Gelir vergisi indirimi, şirketler için daha iyi amortisman koşulları ve araştırma ödeneği gibi önlemler de paketin içinde yer alıyor.
İşsizlik ve Şirket İflasları
Almanya’da işsiz sayısı Haziran ayında 19 bin kişi artarak 2 milyon 781 bine yükseldi. Mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranı %6’ya çıktı. Ayrıca, yılın ilk yarısında iflas eden orta ve büyük ölçekli şirketlerin sayısı %41 arttı. Artan maliyetler, zayıflayan talep ve yüksek faiz oranları, şirket iflaslarının başlıca nedenleri arasında gösteriliyor.
Çin’in Almanya Ekonomisindeki Rolü
Almanya, Çin’e olan bağımlılığı nedeniyle diğer büyük Avrupa ekonomilerine kıyasla daha fazla risk taşıyor. Çin, Alman otomobilleri ve makineleri için önemli bir pazar olmaya devam ederken, aynı zamanda Almanya’nın Çin’e olan ithalat bağımlılığı da dikkat çekiyor. Almanya’nın, ABD’nin Çin merkezli telekom şirketlerine yönelik baskıları ve Çin ile olan ticari ilişkileri dengeleme konusunda zorluklar yaşadığı belirtiliyor.