Belçika’nın Fransızca konuşulan topluluğu olan Valon Bölgesi ve Brüksel Federasyonu’nda yaklaşık 120 bin öğretmen, hükümetin uygulamayı planladığı kemer sıkma politikalarını protesto etmek amacıyla bugün greve çıktı.
Sendikalar, alınan tasarruf önlemlerinin öğrenciler, aileler ve zaten zor koşullarda çalışan eğitimciler üzerinde olumsuz etkileri olduğunu vurguladı. Grevin, sadece bir gün izin olmaktan ziyade hükümetin kemer sıkma kararlarına karşı bir eylem günü olduğu belirtildi.
Bölge genelinde çok sayıda gösteri planlandı. Okullarda geleneksel grev pankartları açılırken, broşürler dağıtıldı. Brüksel’de ise öğretmen sendikaları, Valon Bölgesi ve Brüksel Federasyonu hükümet binası önünde vefat eden meslektaşları anısına çelenk koydu. Bunun yanı sıra Waterloo’dan Nivelles’e yavaş araç konvoyu, Mons’daki Roosevelt Meydanı’nda dayanışma zinciri ve Namur ile Liège’de hükümet reformlarını sembolik olarak “gömen” cenaze nöbetleri düzenlendi.
Bu protestolar, Valon Bölgesi ve Brüksel Federasyonu hükümetinin 10 Ekim’de açıkladığı ve önümüzdeki yıl zorunlu eğitimde 86,7 milyon avroluk bütçe kesintileri içeren paketin ardından geldi. Üst düzey ortaokul öğretmenlerinin iş yükünde yüzde 10 artış, maaş zammı olmadan öngörülürken; hastalık izni ödemelerinde azalma ve erken emeklilik haklarında kısıtlamalar da uygulanacak. Ayrıca yeni öğretmenlere memur statüsü tanınmamasına dair hazırlanan uygulamalar sendikaların tepkisine yol açtı.
İkinci bir grev günü ise 25 Kasım’da, ay sonunda düzenlenecek üç günlük ulusal kamu sektörü protestosunun bir parçası olarak planlanıyor. Grev sırasında okulların açık kalması ve öğrencilere bakım hizmeti sunulması zorunlu.
Sendika yetkilileri, hükümetin diyaloga kapalı tutumundan duydukları memnuniyetsizliği dile getirdi ve taraflar arasındaki güvenin geri dönüşsüz bir şekilde zedelendiğini öne sürdü. Mevcut yasama döneminin başından bu yana federal hükümetin politikalarına karşı devam eden protestolar, eğitimciler ile yetkililer arasındaki gerilimin sürdüğünü gösteriyor.
Daha önce Kasım 2024’te bu yönetim altında ilk grev günü düzenlenmiş, ardından devam eden protestolar kapsamında Ocak ayında 30 binin üzerinde katılımcıyla iki grev ve büyük bir gösteri yapılmıştı. Nisan ayında ise çeşitli illerde bir hafta süren “dönüşümlü eylemler” gerçekleşmişti.
