Trump, Zelensky’yi değil, Avrupa’yı tokatladı
Son zamanlarda aciz insanlar olarak, dünyanın dengesinin nasıl bir ABD başkanına bağlı olduğunu gösterimizle de görebiliyoruz. Bunun için teknolojiye minnettarız. Çünkü aklımız duyduğumuzu almıyordu, sonra gördüğümüz ortaya çıktı. Şimdiyse her şeyi anlamak veya anlamak için kaynaklara ulaşmak da kolay. Neyin doğruluğuna baktığımıza göre olanı biteni anlamak aslında çok ama çok kolay ve çocuk oyuncağı.

Trump, Putin’le yakın ilişkiler kurduğunu yalnızca gösteriyor ve öyleymiş gibi davranmanın verdiği karşılık olarak da birtakım şovlar yapıyor. Bugün tokatlanan, bu nedenle Avrupa Birliği’dir. Macron’un Trump karşısındaki aciz duruşu, Starmer’in kendinden geçmiş tavrı, Zelensky’nin tokatlanmasıyla aslında sonuçlanıyordu.
Trump şu anda sadece büyük bir şov yapıyor. Çünkü bunun karşılığında Siyonist yapının desteğini alıyor; dünyada nerede ne yapmak istiyorsa tüm kapılar kendisine açılıyor. İşte bu nedenle Siyonistlere “Beyaz Saray’da” şube açan Trump efendinin esasında derdi yalnızca “şov” ve “O,” “O,” desinler, başka da bir şey değil.
Aksi halde zaten evdeki turptan farksız olan Trump’ın ne sokakta, ne sandıkta ne de seçmen üzerinde hiçbir etkisi yok. Bunların hepsini Siyonist yapıya borçludur. Siyonistlerin desteği olmasa Trump şu anda emekliye ayrılmış, “unutulmuş bir ihtiyar” olurdu. Ama o şu anda ABD Başkanı, neden? Çünkü Siyonistlerin desteği arkasındadır. İşte bu yüzden kendisi bir ihtiyar bunak yerine ABD Başkanı olarak anılıyor.
Avrupa’ya dönmek gerekirse, şovu kişisel nefretine dayanıyor. Kendisi de biliyor ki Siyonistlerin ana merkezi Avrupa’dadır. Aradaki para diyaloğu, dünyanın kalanıyla bağlantısı, hepsi Siyonistlerin elindedir. Avrupa’yla her türlü anlaşmalar yapacak, imzalar atacak ama kişisel nefreti olayı bağlamından uzaklaştırıyor.
Trump’un ve çevresinin kişisel bir Avrupa nefreti bulunuyor. Avrupalılar, onların en iğrendiği insanlarmış gibi davranıyorlar. Ama tabii bunu açıkça yapamıyorlar; bu nedenle Avrupalılara karşı kişisel nefretini kusmuş oluyor ve kişisel olarak rahatlamak istiyor.
Yaptığı şey de budur. Bugün Avrupa Birliği’ne “patron benim” diyor. “Ben ne dersem o olur” diyor. Avrupa’nın menfaatleri ABD’nin veya Trump’un umurunda değil. O kendisine verilen Filistin görevini yerine getirdi ve büyük bir insanlık utancına imza atarak eklemeler yaptı. Kendine verilen vazifeyi fazlasıyla yerine getirdi. Bütün gün ofiste sıkılmasın diye Avrupa’yı tokatlıyor. Dünyanın istediği yerini karıştırabiliyor.
ABD’nin tüm parası ve imtiyazı kendisinin elindedir ve her an her şeyi yapabilir. Dünyanın istediği birçok ülkesini açlığa sürükleyebilir. Ki şimdiden yapıyor zaten. Ortadoğu’yu değiştirdi daha şimdiden. Geçen dönemde tecrübesi vardı ve hepsini birleştirdi. Siyonistleri ürkütmediği sürece kendisine her istediği verilecektir. ABD’nin iki büyük bileşeni olan partileri Siyonistlerin elindedir.
Bu nedenle hangi partinin adayı seçilirse seçilsin, kökeninde ABD’yi hep Siyonistler yönetmiştir ve yönetmeye devam ediyordur. Baştaki kukla her şeyi yapamaz ama şimdiden açlık, sefalet ve kanla geldi. Böyle giderse, Siyonistlere istediğini verdiği için memnun kalınan Trump daha birçok şey yapabilir.
Avrupa’ya olan nefretini kusabilir. Avrupa’yı karıştırarak birliğin bozulmasını, daha zayıf yapılara dönüşmesini sağlamak istiyor olabilir. Bir insan bir insandan durduk yere nefret ediyorsa, o insana her şeyi yapabilir. Yani örneğin ekonomik olarak mümkün olduğunca zarar vermek isteyebilir.
Ebediyen bir kesinti olmasa da, kısa gözdağları olsa da, sonuçta ortada dönen para zaten Siyonistlerin. Yani ABD Başkanı olmuşsun, boştur. Kasa boş kardeş. 35 trilyon borç var, gelir 5 trilyon ve borçlar her geçen gün artıyor, ne parasından bahsediyorsun? Alınan bu borçlar kimlerden geliyor güzel kardeşim?
Tabii ki Siyonistlerden. ABD, Irak’ta operasyon yapmak istese, aradaki paraları kim ödüyor? Trump, Siyonistlere Ortadoğu’da verdiği desteği bahane ederek orada Siyonistlerden farklı operasyonlar da yapıyor. Trump’ı anlatmaya insanın ömrü yetmez. Ama Trump’ın ağzı başka, alt tarafı başka şey söylüyor.
Bu nedenle böyle bir insanı konuşmak yerine ona o imkanı veren ve o imkana nasıl sahip olduğunu sorgulayan doğruyu yapmış olur. Trump’ın evdeki turp kadar insana faydası yok, vesselam.