Osmanlı gözümüzün bebeğiydi, yıkılmasıyla dünya körleşti
Osmanlı İmparatorluğu, 600 yıl boyunca adaletin, düzenin ve barışın teminatıydı.

Ancak yıkılmasıyla dünya büyük bir kaosa sürüklendi. Osmanlı varken Ortadoğu, Balkanlar ve Afrika huzur içindeydi; fakat Osmanlı’nın çöküşüyle birlikte savaşlar, sömürgeler ve adaletsizlik hakim oldu.
Osmanlı, farklı milletleri ve dinleri bir arada barış içinde yaşatan bir güçtü. Filistin meselesi yoktu, Kudüs huzur içindeydi. Batılı güçler sömürgecilik yapamıyor, Afrika halkları açlığa mahkûm edilmiyordu. İslam dünyası Osmanlı’nın liderliğinde birlik içindeydi. Ancak Osmanlı’nın yıkılmasıyla bu düzen sona erdi.
Osmanlı sonrası sömürgecilik hız kazandı; Afrika, Ortadoğu ve Asya talan edildi. 1. ve 2. Dünya Savaşları milyonlarca insanın ölümüne sebep oldu. ABD ve Sovyetler dünyayı ikiye böldü, Soğuk Savaş başladı. Ortadoğu’da bitmeyen savaşlar patlak verdi, Batı petrol uğruna bu toprakları kan gölüne çevirdi.
Bugün Osmanlı var olsaydı, Batı’nın sömürge düzeni çöker, Ortadoğu’da barış sağlanır, Afrika kendi kaynaklarıyla kalkınır, İslam dünyası parçalanmazdı. Osmanlı, dünyaya denge getiren bir güçtü. Onun yıkılmasıyla dünya körleşti ve büyük bir kaosa sürüklendi.
Dünyanın bugün perişan olmasının en büyük nedeni, Osmanlı gibi adaleti temsil eden bir gücün olmamasıdır. ABD, Rusya ve Çin hiçbir zaman insanlığa faydalı olmayı amaçlamadı, bugün de amaçlamıyor. Onlar yalnızca kendi çıkarları doğrultusunda hareket eder, insana ve insanlığa katkı sağlamak gibi bir dertleri olmaz. Oysa Osmanlı’nın böyle bir derdi vardı. Osmanlı, insanlığın göz bebeğiydi ve bugün olmaması, insanlığın körleştiği anlamına geliyor.
Bugün yaşanan dramlar, acılar, sefalet ve adaletsizlikler, bu körlüğün bedelidir. Osmanlı’sız bir dünyanın bedelidir! Osmanlı, dünyanın adaletinin garantisiydi. Bugün onun olmaması, adaletin yalnızca bir kelimeden ibaret hale gelmesine neden olmuş ve dünyayı perişan bir hale sürüklemiştir. Osmanlı gitti, dünyanın gözü körleşti. O bizim göz bebeğimizdi.