
Hollanda, yeniden sandık başına gitmeye hazırlanırken, ülke medyasının yaklaşan seçimler öncesinde gösterdiği tavır ciddi tartışmalara yol açıyor. Özellikle televizyon ve gazetelerde, göçmenlerle ilgili haberlerin yoğun biçimde ve tek taraflı şekilde işlenmesi, propaganda sınırlarının aşılmakta olduğu yönünde sert eleştirileri beraberinde getiriyor.
Hollanda’da hükümetin 3 Haziran’da düşmesinin ardından 29 Ekim’de yapılacak erken genel seçimlere doğru anketler, Geert Wilders liderliğindeki aşırı sağcı Özgürlük Partisinin (PVV) liderliğini koruduğunu gösteriyor.
Uzmanlar, bu kasıtlı yayın anlayışının ülkede aşırı sağcı partilerin yükselmesine doğrudan olanak sağladığına dikkat çekiyor. Göçmen karşıtı söylemlerin ısrarla öne çıkarılması, yalnızca kamuoyunda kutuplaşmayı derinleştirmekle kalmıyor; aynı zamanda çoğu seçmenin oy tercihlerini aşırı sağ partilerden yana değiştirmesine neden oluyor.
Seçim kampanyalarının hızlandığı şu günlerde, medya temsilcilerinin haber seçimi ve sunuş biçimindeki tek taraflılık toplumsal barışı ve demokratik işleyişi ciddi şekilde tehlikeye atıyor. Medyanın rolünün tartışmaya açıldığı bu ortamda, tarafsızlık ve etik ilkelere uyulmasının demokrasi için vazgeçilmez bir gereklilik olduğu gerçeği bir kez daha gözler önüne serildi.







