İltica ve Göçten Sorumlu Devlet Sekreteri Nicole de Moor’un açıkladığı bilgi üzere, Temmuz ayından bu yana sığınmacılara kaldıkları kabul merkezleri için katkı payı ödeme zorunluluğu getirildi. Sığınmacılar her ay gelirlerini bildirerek, maaşlarının %50’sine varan bir kısmını barınma için ödüyorlar. Net maaşı 900 € olan biri 222,25 €, 1.500 € kazanan biri ise 482,24 € ödüyor. Bu, zaten hayatları perişan olan bu insanlardan aldıkları üç beş kuruşu da çekip almak değilse nedir?
Devlet bu uygulamayı “entegrasyonu teşvik ediyoruz” diye savunuyor. Peki, entegrasyon böyle mi olur? Zaten canını zor kurtarıp hayata tutunmaya çalışan insanlara bir de böyle yük bindirmek insanlık mıdır? Temmuz ve Ağustos aylarında 1.200 sığınmacıdan yarım milyon euro toplandığını gururla söylüyorlar. Bu rakamı utanmadan açıklamak ne büyük bir ayıp! Zaten kabul merkezlerinde zor şartlarda kalan insanlar, bir de gelirlerinden kesinti yaparak barınma bedeli ödemek zorunda bırakılıyor.
Avrupa’nın göbeğinde, Brüksel’de, “medeniyet” diyen bir ülkede böyle bir soygun nasıl olabilir? Ukraynalı mültecilere gösterilen ayrıcalıklar ortada; onlara sunulan imkanlar, kabul edilen haklar diğer sığınmacılara neden tanınmıyor? Bu apaçık bir çifte standarttır ve kabul edilemez bir insanlık ayıbıdır!