Editörün Analizi: Bulgaristan’ın Popovo kenti, dünyanın dikkatini çekti, iki ayrı olayın ortak noktası haline geldi
Genç bir adamın şüpheli ölümü ve bu olayı gündeme taşıyan bir gazetecinin gözaltına alınması. Her iki olay da toplumda derin yaralar açarken, uluslararası kamuoyunun dikkatini Popovo’ya çevirdi. Süreç, adaletin sağlanması ve ifade özgürlüğünün korunması konusunda pek çok soru işareti barındırıyor. Olayların bugüne kadarki gelişimini ve mevcut durumu net bir şekilde açıklamak önem arz ediyor.
Henüz 23 yaşında olan Momçil Georgiev, Popovo’nun dışında bir çevre yolunda motosikletiyle seyir halindeyken hayatını kaybetti. Yetkililer, bunun bir trafik kazası olduğunu açıkladı. Ancak ailesi, oğullarının bir kazada ölmediğini, cinayete kurban gittiğini ileri sürdü. Aile, olay yerinde gerekli incelemelerin yapılmadığını ve delillerin doğru bir şekilde toplanmadığını iddia etti.
Bu şüpheler, yalnızca aileyi değil, Popovo’daki pek çok insanı derinden etkiledi. Ailenin bağımsız bir otopsi talebi, başlangıçta yetkililer tarafından reddedildi. Bu durum, bölge halkını harekete geçirdi ve kitlesel protestolar başladı. Yoğun baskı sonucunda yetkililer, mezarın açılmasına ve otopsi yapılmasına izin verdi. Ancak otopsi sonuçlarının henüz açıklanmamış olması, adalet arayışını sürüncemede bırakıyor.
Simon Milkov ve Momçil Olayının Gündeme Taşınması
Simon Milkov, Momçil’in ölümüne dair adalet taleplerini ve halkın tepkisini gündeme taşıyan bağımsız bir gazeteciydi. Milkov, yalnızca bölge halkının değil, tüm Bulgaristan’ın dikkatini bu olaya çekmeyi başardı. Ancak bu süreçte kendisi de hedef haline geldi.
2 Aralık 2024 tarihinde, Simon Milkov hakkında bir yerel gazetede 12 sayfalık bir yazı yayımlandı. Bu yazı, gazeteciye yönelik ağır ithamlar içeriyor, ancak hiçbir somut delile dayanmıyordu. Aynı gece, Milkov sosyal medya üzerinden canlı yayın yaparak gazete dağıtıcılarını bulmaya çalıştı. Yayın sırasında herhangi bir fiziksel saldırı ya da tehditte bulunmadığı açıkça görüldü.
Simon Milkov’un Gözaltına Alınması ve Şiddet İddiaları
Milkov, ertesi gün Popovo polisi tarafından “holiganlık” suçlamasıyla gözaltına alındı. Gözaltına alındığı sırada Simon’un sağlığı yerindeydi; bu, kendisinin son canlı yayınında açıkça görülüyordu. Ancak gözaltı sürecinde şiddet gördüğüne dair iddialar ortaya atıldı. Gözaltına alındıktan sonraki bir fotoğrafında, yüzünde darp izleri olduğu açıkça görüldü. Bu durum, yalnızca Simon’un destekçileri arasında değil, genel kamuoyunda da tepkiye yol açtı.
Bu arada Popovo Emniyet Müdürlüğü önünde, hem Simon’un serbest bırakılması hem de Momçil’in otopsi raporunun açıklanması talebiyle protestolar düzenlendi. Protestolara Bulgaristan’ın dört bir yanından insanlar katıldı.
Uluslararası Destek ve İmza Kampanyası
Simon Milkov’un gözaltına alınması, yalnızca Bulgaristan sınırları içinde değil, uluslararası düzeyde de yankı buldu. İnsan hakları ve basın özgürlüğü savunucuları, Simon için harekete geçti. Bulgaristan içinde başlayan bir imza kampanyası kısa sürede büyüyerek Hollanda, Belçika, Fransa, İngiltere, ABD, İtalya gibi pek çok ülkeden destek aldı. İmza kampanyasında şu talepler yer aldı:
- Simon Milkov’un derhal serbest bırakılması ve güvenliğinin sağlanması.
- Gözaltı sırasında şiddet uygulayan polis memurlarının araştırılması ve yargılanması.
- Momçil Georgiev’in otopsi raporunun kamuoyuyla paylaşılması.
- Bağımsız gazetecilere yönelik baskıların sona erdirilmesi.
Bugünkü Durum: Adalet Bekleyişi
Simon Milkov, hâlâ gözaltında ve yargıç karşısına çıkarılması bekleniyor. Dava sürecinin adil bir şekilde yürütülmesi konusunda halkın endişeleri büyük. Öte yandan, Momçil’in otopsi raporu hâlâ açıklanmadı ve bu durum, olayın üzerindeki sis perdesini kaldırmayı geciktiriyor.
Popovo, bugün yalnızca Bulgaristan içinde değil, uluslararası kamuoyunda da adaletin ve özgür basının geleceği için sembolik bir anlam taşıyor. Gelişmeler, yalnızca yerel değil, küresel ölçekte dikkatle takip ediliyor.
Simon Milkov ve Momçil Georgiev’in hikâyeleri, Bulgaristan’ın hukuki ve demokratik standartları açısından bir sınav niteliği taşıyor. Bu olaylar, yalnızca bireysel bir trajedi ya da gazetecilik meselesi değil, aynı zamanda toplumsal adalet ve ifade özgürlüğünün korunması adına bir dönüm noktası olabilir.
Popovo’dan yükselen bu sorulara cevapların ne olacağı, yalnızca Bulgaristan’ın değil, tüm dünyanın dikkatle izlediği bir mesele haline gelmiş durumda.
