AvrupaBelçikaHaberler

Belçika’da PFAS kirliliği endişe yaratıyor Avrupa daha sıkı düzenlemeler talep ediyor

PFAS, birçok tüketici ürününde yüksek seviyelerde bulunarak çevre ve sağlık için ciddi riskler oluşturuyor. Avrupa, bu zararlı kimyasallara karşı daha sıkı düzenlemeler talep ederken, bazı üreticiler PFAS'ı aşamalı olarak kaldırmayı planlıyor. Hükümetler, içme suyundaki PFAS seviyelerini daha sıkı kontrol etmeyi hedefliyor.

Per- ve polifloralkil maddeler (PFAS), yaygın olarak “sonsuz kimyasallar” olarak adlandırılan bu maddelerin, çeşitli tüketici ürünlerinde tespit edilmesi, çevre kirliliği ve halk sağlığı üzerindeki etkileri konusunda endişeleri artırıyor.

Mart 2025 itibarıyla PFAS kontaminasyonu, yapışmaz yüzeyler, deterjanlar ve yangın söndürme köpükleri gibi birçok tüketim malında belirlenmiş durumda. PFAS’ın kalıcı yapısı, bu maddelerin çevrede parçalanmadığı anlamına geliyor; bu da su, toprak ve insan vücudunda birikmesine yol açıyor. PFAS, kanser, tiroid hastalığı ve bağışıklık sistemi toksisitesi gibi çeşitli sağlık sorunları ile ilişkilendiriliyor. Avrupa’daki topluluklar, kıtanın dört bir yanında binlerce PFAS ile kirlenmiş alanın bulunması nedeniyle bu zararlı maddelere karşı daha sıkı düzenlemeler ve yasaklar talep ediyor.

PFAS, endüstriyel uygulamaların ötesinde birçok tüketici ürününde yüksek seviyelerde tespit edildi. Yapışmaz kaplamalar, kozmetikler ve gıda ambalajlarındaki kullanımları, bu kimyasalların çevreye sızma ve gıda zincirine girme riski nedeniyle büyük bir endişe kaynağı. Avrupa Birliği, bu sorunu ele almak için kapsamlı düzenlemeleri değerlendiriyor ve bazı üye devletler, PFAS’ın çevredeki kalıcılığı ve sağlık riskleri nedeniyle tamamen yasaklanmasını savunuyor.

Belçika’da, PFAS konsantrasyonları özellikle üretim alanlarının çevresinde yüksek seviyelere ulaşmış durumda. Yerel otoriteler, kirlenme riski nedeniyle sakinlere evde yetiştirilen ürünler ve yumurtalardan kaçınmalarını öneriyor. Fransa ve Hollanda gibi diğer Avrupa ülkelerinde de benzer sorunlar yaşanıyor; havaalanları ve sanayi bölgeleri çevresindeki kirlenmiş alanlar durumu daha da kötüleştiriyor.

Etkilenen topluluklar, politika yapıcılardan daha sıkı önlemler almasını, evrensel bir PFAS yasaklanmasını, kapsamlı izleme ve kirlenmiş alanların temizlenmesini talep ediyor. Bu eylem çağrısı, Avrupa Yeşil Anlaşması’nın toksik olmayan bir çevre hedefiyle örtüşüyor. Farkındalık arttıkça, PFAS ile ilgili kirliliğe karşı hukuki süreçler de artıyor; Avrupa ülkelerinde çevresel zararın tazmini için birçok dava açılmış durumda.

Artan endişelere yanıt olarak, bazı üreticiler 2025 yılına kadar PFAS’ı aşamalı olarak kaldırmayı planlıyor. Hükümetler ise içme suyundaki PFAS konsantrasyonları için daha sıkı sınırlar belirliyor. AB’nin İçme Suyu Yönetmeliği, önümüzdeki birkaç yıl içinde izin verilen PFAS seviyelerinin daha da azaltılmasını hedefliyor. Ancak aktivistler, bu “sonsuz kimyasalların” halk sağlığı ve çevre üzerindeki etkilerinden korunmak için daha fazla önlem alınması gerektiğini savunuyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu