Belçika’da arıların yüzde 25’i geçen kış dönemi sonunda hayatta kalamadı. Uzmanlar, ülkedeki arı popülasyonunun tehlikede olduğuna dikkat çekiyor. Arıların ölümünde dört ana sebep öne çıkıyor.
En önemli tehdit, 40 yılı aşkın süredir arı kolonilerini etkileyen Varroa destructor adlı bir parazit. Bu akar, arıların vücuduna yerleşerek hastalıklara yol açıyor ve kolonileri zayıflatıyor. Uzmanlara göre Varroa, hastalıkları doğrudan arılara bulaştırıp toplu ölümlere sebep oluyor.
2017’den bu yana görülen bir diğer risk ise frelon, yani Asya eşek arısı. Bir frelon günde 70 arıya kadar zarar verebiliyor. Ayrıca kovanların önünde uçarak arılara stres yaşatıyor; böylece arılar dışarı çıkamıyor, yiyecek toplamıyor, kış hazırlığını tamamlayamıyor.
İnsan faaliyetleri de arı ölümlerinde rol oynuyor. Tarımda kullanılan egzotik veya yoğun kimyasal ilaçlanan bitkiler, arıların yaşam alanlarını olumsuz etkiliyor. Ayrıca çevresel betonlaşma ve kullanılan tarım ilaçları nedeniyle doğal bitki örtüsü zarar görüyor. Bu da arıların beslenmesini ve hayatta kalmasını zorlaştırıyor.
İklim değişikliği ise hem arılar hem de çiçekli bitkiler için ayrı bir tehdit oluşturuyor. Çiçekli bitkiler iklim dalgalanmalarına hassas; bu yüzden daha az çiçek açıyor veya hiç açmıyor. Özellikle belirli bitki türlerine bağımlı arı türleri büyük risk altında.
Evcil arıların kış boyunca, genellikle şubat ayına kadar, kovan içinde kaldıkları belirtiliyor. Kaçının kışı atlatabileceği ancak ilkbaharda anlaşılacak. Uzmanlara göre, Belçika’da 400’den fazla yabani arı türü bulunuyor ve bunların yaklaşık üçte biri ya azalıyor ya da yok olma tehdidi altında.
