Putin barış istiyor ama ABD buna yanaşmıyor. Üzerine Çin’e yönelik yeni yaptırımlar uyguluyor ve üstü kapalı da tehdit ediyor. Çin’e ait kurumlara ceza yazılıyor/kapatıyor veya çeşitli gerekçelerle yaptırımlara maruz bırakıyor. Yani deniliyor ki Rusya bedel ödedi ödemeye devam edecek. Sende çok ödedin ama bu ödediğin bedel sana ödetebileceğimizin yanında bir hiç. Ayağını denk al yoksa gereğini yaparız.
Tabi ABD bunu demişse Batı ülkelerinin yapması gereken şey harekete geçmektir. Yani bugün Batı ülkeleri Çin’e alternatif arayışında. Hem bu ülkelere bu kadar bağımlıyız hem de bu ülkelerin bizim üstlüğümüzü kabul etmesini bekliyoruz.
Halklarının adam yerine koyup liderlik koltuğuna oturttuğu siyasetçiler kendilerine çok fazla güveniyorlar. Oysaki halkları da savaş istemiyor. Bugün kim diyebilir ki sokaktaki ABD’liler savaşın sürmesini arzuluyor? Kimse diyemez hatta aksini konuşur. Yani savaş olmasın insan ölmesin diyenler baskındır. Rusya içinde aynı şeyi söyleyebiliriz. Yani halklar savaş değil barış istiyor.
Burada anlaşılması gereken şey şudur, her zaman birilerinin doğruları var diye bir şey olamaz. Herkesin dünyada özgürce yaşamaya hakkı var. Her ülkenin kendi bağımsızlığını korumaya hakkı var ama halkını açlığa, sefalete, savaşa sürükleme hakkı yoktur. İnsanlık bu zihniyet yüzünden yanlış yönde gelişti. Bugün orta yolu bulmaktan kolayı yoktur. Bir defa bulun ve kurtulun. Neden işi yokuşa sürüyor, insanları da kendinizle perişan ediyorsunuz? Aklı olan bir insan iki günlük dünyayı kavgayla geçirir mi? Kavgayı geleceğe miras bırakır mı?