Fransa’nın peynir kültürü değişimle sınanıyor
Fransa'nın peynir endüstrisi, değişen tüketici alışkanlıkları, ekonomik zorluklar ve artan ithalat nedeniyle zorluklarla karşılaşıyor. Geleneksel peynir tüketimi düşerken, bitki bazlı alternatifler ve vegan yaşam tarzı öne çıkıyor. Yerel üreticiler rekabet etmekte zorlanırken, hükümet destek arayışında.

Fransa uzun yıllardır dünya genelinde “peynir ülkesi” unvanını taşıyor. Ülke mutfağında yüzlerce çeşit peynir bulunuyor ve bu ürünler hem ulusal kimliğin hem de ekonomik faaliyetin temel taşlarından birini oluşturuyor. Ancak son dönemlerde değişen tüketici alışkanlıkları, ekonomik zorluklar ve artan ithalat, Fransız peynirinin konumunu etkiliyor. Peynirin Fransız kültüründeki yerinin sorgulandığı 2025 tarihli France 24 belgeseli, bu dönüşümün nedenlerini ve sonuçlarını ayrıntılarıyla ele alıyor.
Fransa’da kişi başına düşen yıllık peynir tüketimi 26 kilogram civarında seyrediyor. Bu rakam hâlâ Avrupa ortalamasının çok üzerinde olsa da, tüketimde son yıllarda istikrarlı bir düşüş gözleniyor. Özellikle genç nesiller arasında geleneksel peynir çeşitlerine olan ilgi azalırken, bitki bazlı alternatiflere yönelim belirginleşiyor. Vegan yaşam tarzının yaygınlaşması ve sağlıklı beslenme trendlerinin öne çıkmasıyla birlikte klasik peynir sofraları yerini daha hafif ve çevre dostu seçeneklere bırakmaya başlıyor.
Tüketimdeki bu dönüşüm, iç pazarda üreticileri doğrudan etkiliyor. Küçük ölçekli yerel üreticiler, market zincirlerinin raflarında büyük sanayi markalarıyla rekabet etmekte zorlanıyor. Geleneksel yöntemlerle üretilen peynirler daha yüksek maliyetlerle satışa sunulduğu için, fiyat hassasiyeti artan tüketici kitlesi açısından cazibesini yitiriyor. Çiftçiler ise artan enerji ve üretim maliyetleri karşısında ayakta kalmakta güçlük çekiyor. Bazıları üretimlerini azaltırken, kimileri tümüyle sektörden çekilmeyi tercih ediyor.
Yurt dışı pazarlardaki gelişmeler de Fransa’nın peynir endüstrisini etkiliyor. Avrupa Birliği içinde serbest ticaretin teşviki, Valonya, Hollanda ve Almanya gibi ülkelerde üretilen peynir çeşitlerinin Fransız pazarına girişini kolaylaştırdı. Özellikle düşük maliyetli endüstriyel peynirler piyasadaki rekabeti artırdı. Öte yandan, Fransa’nın geleneksel ürünlerinin ihracı düşüş eğilimine girdi. Brexit’in ardından Birleşik Krallık pazarında yaşanan düşüş, sektördeki bazı üreticileri sıkıntıya soktu.
Fransız hükümeti ve bazı yerel yönetimler, bu gidişata karşı çeşitli çözüm arayışlarına giriyor. Yerel üreticiler desteklenerek coğrafi işaretli ürünlerin korunması, tüketicilere peynirin kültürel ve gastronomik değerinin hatırlatılması hedefleniyor. Eğitim kurumlarında gençlere yönelik tadım etkinlikleri düzenlenerek geleneksel tatların tanıtımı amaçlanıyor. Ayrıca ihracat fırsatlarının genişletilmesi ve Asya pazarlarına açılım gibi dışa dönük stratejiler de gündemde.
Ancak bazı uzmanlara göre bu çabalar, köklü bir değişimi ancak sınırlı ölçüde yavaşlatabilir. Gıda sektöründe yaşanan teknolojik gelişmeler, sürdürülebilir üretim modelleri ve sağlık odaklı yaklaşımlar, tüketici tercihlerinde kalıcı bir dönüşüm yaratıyor. Hayvancılığa dayalı üretimin çevresel etkileri daha sık gündeme geliyor. Hayvansal ürünleri sorgulayan nüfusun artması, peyniri yalnızca bir gıda değil, aynı zamanda etik bir mesele haline getiriyor.
Tüm bu gelişmeler Fransa’nın peynirle kurduğu geleneksel bağın sınandığını gösteriyor. Yüzyıllardır Fransa’nın gastronomi kimliğinin en önemli sembollerinden biri olan peynirin geleceği, hem kültürel hem de ekonomik açılardan yeniden tanımlanıyor. Gelenekle geleceğin bu kesişim noktasında, Fransız peyniri hayatta kalabilmek için kendini dönüştürmek zorunda kalıyor. Gerek üretici gerekse tüketici açısından yeni bir denge arayışı öne çıkarken, Fransa hâlâ “peynir ülkesi” olmaya devam edip etmeyeceğini önümüzdeki yıllarda belirleyecek.