Kiracılar, özel mülkiyet alımına erişemediği için kirada kalmaya devam ediyor, bu da mevcut kiralık konutların boşalmamasına neden oluyor. Aynı zamanda, birçok yatırımcı kısa dönem kiralamalara yöneldiğinden, uzun vadeli kiralık konut arzı azalıyor. Bu durum, özellikle öğrenciler ve dar gelirli kesimler üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor.
Son dönemde konut ilanlarına gelen başvuru sayılarında ciddi artışlar görülüyor. Örneğin, bir çiftin Paris’teki küçük bir daire için ilan verdikten sadece yarım saat sonra yüzlerce başvuru alması, kiralık konut arayışının ne kadar yoğun olduğunu ortaya koyuyor. Kiralık konut arayanlar arasında öğrenciler öne çıkıyor. Çoğu öğrenci, okulların açılmasına kısa bir süre kala hâlâ konaklayacak bir yer bulamıyor. Başvurularda çaresiz mesajlar dikkat çekiyor; birçok öğrenci, “Yarın okulum başlıyor ve hâlâ bir ev bulamadım” gibi mesajlar ile ev sahiplerine ulaşmaya çalışıyor.
Bu konut krizi, aynı zamanda sosyal bir problem haline gelmiş durumda. Ev sahipleri, başvurular arasında seçim yapmakta zorlanırken, birçok öğrenci ya da aile evsiz kalma riskiyle karşı karşıya kalıyor. İlanlara yapılan başvurular, iş başvurularını andıran özenle hazırlanmış dosyalarla geliyor; bu da krizin boyutunu gözler önüne seriyor. Aileler, çocuklarına kefil olma konusunda çaba sarf ederken, gelir düzeyi düşük olanlar bu yarışta geri kalıyor.
Fransa’daki bu durum, büyük şehirlerde kiralık konut bulmayı neredeyse imkansız hale getiriyor. Kısa dönemli kiralamaların yaygınlaşması, öğrenciler ve dar gelirli kesimler için ciddi bir barınma sorununa dönüşmüş durumda. Fransa genelinde artan kira fiyatları ve arzın düşmesi, hükümetin bu konuda yeni adımlar atmasını gerektiren bir kriz halini almış durumda.