AvrupaFransaHaberler

Fransa’da Gérard Depardieu davasında yeni tanıklar baskıyı artırıyor

Gérard Depardieu, cinsel saldırı iddiaları nedeniyle yargılanıyor. Yeni tanıklıklar, aktör üzerindeki baskıyı artırıyor. Dava, Fransa'da kadınlara yönelik cinsel şiddet konusundaki duyarlılığı gündeme taşıdı. Savunma, suçlamaların temelsiz olduğunu savunurken, mahkeme duruşmalara devam ediyor.

Fransız sinemasının önde gelen isimlerinden Gérard Depardieu, hakkında uzun süredir devam eden cinsel saldırı iddiaları nedeniyle yargı sürecinin tam ortasında yer alırken, davada ortaya çıkan yeni tanıklıklar aktör üzerindeki baskıyı artırıyor. Fransa’da kamuoyunun yakından takip ettiği bu dava, özellikle kadınlara yönelik cinsel şiddet ve taciz konularında toplumda artan duyarlılığı bir kez daha gündeme taşıdı.

Depardieu hakkında daha önce gündeme gelen suçlamalar, ilk kez 2018 yılında genç bir aktrisin açtığı dava ile yargıya taşınmıştı. O tarihten bu yana çeşitli kadınlardan benzer iddiaların gelmesiyle birlikte soruşturma süreci derinleşmişti. Davaya konu olan eylemler büyük ölçüde 2000’li yılların başı ile 2010’lu yıllar arasında gerçekleştiği iddia edilen olaylara dayanıyor. 2025 yılı itibariyle davada sunulan ifadeler ve yeni tanıkların anlatımları, aktörün suçlamalardan aklanmasını daha da zorlaştırıyor.

Son duruşmalarda ifade veren bazı tanıklar, Depardieu’nün film setlerinde ya da sosyal ortamlarda genç kadınlara yönelik uygunsuz davranışlarda bulunduğunu ayrıntılı şekilde anlattı. Tanıklıkların çoğu, fiziksel temaslar, rızaya dayanmayan yakınlaşmalar ve psikolojik baskı içerikli davranışlar üzerinde birleşiyor. Bu ifadeler, kamuoyunda önemli bir yankı uyandırırken, Depardieu’nün hem mesleki kariyerini hem de kamu imajını ciddi biçimde zedeliyor.

Savunma tarafı ise suçlamaların temelsiz olduğunu öne sürerek tanıkların beyanlarının çelişkiler barındırdığını savunuyor. Aktörün avukatları, müvekkillerinin 40 yılı aşkın bir kariyere ve saygın bir profile sahip olduğunu, söz konusu suçlamaların büyük kısmının zaman aşımına uğramış ya da somut delilden yoksun olduğunu belirtiyor. Ancak mahkeme, tanık anlatımlarının ayrıntılı ve birbiriyle örtüşen yönlerini dikkate alarak duruşmaların sürmesine karar verdi.

Davanın geldiği aşamada yargının, tanık ifadelerinin güvenilirliğini değerlendirmesi ve olayların zamanlamasını dikkate alarak karar vermesi bekleniyor. Fransa’da adalet sisteminin bağımsızlığına duyulan güven, böylesine hassas davalarda özellikle önem kazanıyor. Toplumun geniş bir kesimi için bu dava, yalnızca ünlü bir figürün yargılanmasıyla sınırlı kalmayıp aynı zamanda kadınların uğradığı taciz ve cinsel saldırıların üzerinin örtülmemesi gerektiğini hatırlatan önemli bir sembol niteliği taşıyor.

Depardieu’nün geçmişteki sanat başarıları, ulusal ve uluslararası ödüllerle taçlandırılmış olsa da halihazırda karşı karşıya bulunduğu suçlamalar gölgesinde bu başarılar ikinci plana itilmiş durumda. Oyuncunun kariyerindeki en zor süreçlerden birine tanıklık eden bu yargı süreci, sinema dünyasının da kendi içindeki cinsiyet eşitsizliği ve güç dengesizlikleri konusunda hesap vermesine neden oluyor.

Fransa’da #MeToo hareketinden bu yana kamusal alanda cinsel saldırı suçlarının ifşa edilmesi daha cesur biçimde gündeme taşınıyor. Bu bağlamda Depardieu davası, sadece sanığın durumu açısından değil, kurbanların adalet arayışına dönük toplumsal dayanışmayı da gözler önüne seren bir örnek teşkil ediyor. Yargı sürecindeki her gelişme kamuoyunda dikkatle izlenirken, Fransa’da ünlü isimlerin ayrıcalıklı konumlarının hukuki sorumlulukları ortadan kaldırmadığı yönünde güçlü bir mesaj verilmesi amaçlanıyor.

Önümüzdeki haftalarda davanın seyrine ilişkin yeni belgelerin ve tanıkların gündeme gelmesi bekleniyor. Mahkemenin nihai kararına kadar süreç devam edecek ve kamuoyu, Fransa’nın belki de en tartışmalı yargı dosyalarından biri olan bu davada adaletin nasıl tecelli edeceğini yakından takip etmeyi sürdürecek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu