Vrije Universiteit Brussel (VUB) tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Flaman Bölgesi’ndeki okulların yalnızca yüzde 20’si bazı derslerini farklı dillerde sunuyor. Araştırma, çok dilli eğitim fırsatlarının özellikle dezavantajlı öğrencilerin bulunduğu okullarda daha da azaldığını ortaya koydu. Uzmanlar, bu durumun, gelecekte iş bulma olanaklarında eşitsizliğin daha da artmasına yol açabileceği uyarısında bulundu.
İncelenen yöntem, bir dersin (örneğin coğrafya veya muhasebe) Felemenkçe dışında, genellikle İngilizce veya Fransızca olarak öğretilmesini içeren “içerik ve dil bütünleşik öğrenme” (CLIL) sistemi. Araştırmaya göre, Flaman Bölgesi’ndeki okulların sadece yüzde 22’si bu sistemi uyguluyor ve CLIL uygulaması özellikle dezavantajlı öğrenci grubuna sahip okullarda neredeyse hiç bulunmuyor. Araştırmacılar bunu yapısal zorluklara ve yetersiz kaynaklara bağlıyor.
Okulların CLIL sunabilmesi için aynı zamanda paralel bir Felemenkçe eğitim programı yürütmeleri gerekiyor. Bu durum, mevcut öğretmen açığının yaşandığı bir dönemde ciddi bir engel oluşturuyor. Ayrıca bazı eğitimciler, çok dilli eğitimin, evinde zaten farklı bir dil konuşan öğrencilerin Felemenkçe seviyesini olumsuz etkileyebileceğinden endişe ediyor. Ancak VUB araştırmacılarına göre, çok dilli eğitim Felemenkçe becerilerine zarar vermiyor, hatta geliştirebiliyor.
Sonuçlar, çok dilli eğitimin başta tüm öğrencilerin yararlanabilmesi hedefiyle hayata geçirilmesine rağmen, pratikte daha çok akademik olarak güçlü okullarda yoğunlaştığını gösteriyor. Araştırmacılar, bu dengesizliğin iş piyasasında eşitsizliği derinleştirebileceği konusunda uyardı. Dil becerileri, istihdam açısından önemli bir etken olmaya devam ederken, dezavantajlı veya mesleki eğitim alan öğrencilerin çok dilli eğitim fırsatlarından yoksun kalması, ileride şanslarını azaltabilir.
