AvrupaBulgaristanHaberler

SESLİ MAKALE: Bulgaristan’da “Hak, Adalet ve İnsan Haklarına” ne oldu? Avrupa standartları çöpe mi atıldı?

Bulgaristan’da yaşanan son olaylar, sadece bir ülkenin iç meselesi olmaktan çıkmış, Avrupa’nın ve hatta dünyanın dikkatini çeken bir insan hakları krizi haline gelmiştir. Olay, 23 yaşındaki genç bir birey olan Momçil’in şüpheli ölümüyle başladı.

Acılı ailesi, çocuklarının ölümünü anlamak ve adalet arayışına girmek için çabalarken, karşılarında şeffaf bir hukuk sistemi yerine soğuk, kapalı kapılar ve alaycı bir tavır buldu. Momçil’in ölümüyle ilgili hâlâ bir açıklama yapılmazken, bu trajediyi gündeme taşıyan gazeteci Simon Milkovun gözaltına alınması, durumun ne kadar vahim olduğunu gözler önüne seriyor.

23 yaşında bir genç şüpheli bir şekilde hayatını kaybettiğinde, ailesinin haklı olarak olayın aydınlatılmasını talep etmesi beklenirdi. Ancak Bulgaristan’da Momçil’in ailesine reva görülen, adalet değil, tam bir duyarsızlık ve saygısızlık oldu. Polis karakolunda dalga geçercesine, gülerek “Oğlunuz kaza nedeniyle öldü” denildi ve aileye daha fazla bilgi verilmedi. Bu tavır, yalnızca bir acılı aileye değil, insanlığın temel değerlerine de hakarettir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne imza atmış bir ülkenin, böyle bir olay karşısında ailenin acısını küçümsemesi ve adalet arayışlarını görmezden gelmesi kabul edilemez.

Momçil’in ölümüyle ilgili doğru bilgilerin halkla paylaşılmasını sağlayan gazeteci Simon Milkov, gerçekleri ortaya çıkarmaya çalıştığı için önce gözaltına alındı, ardından da fiziksel şiddete maruz kaldı. Elimize ulaşan fotoğraflar, Simon’un darp edildiğini ve yüzünün morardığını açıkça gösteriyor. Simon’un, kelepçeli bir şekilde halkı direnişe çağırırken “Savaşın” dediği görüntüler, Bulgaristan’da adalet arayanların nasıl susturulmaya çalışıldığını ortaya koyuyor.

Bugün gözaltında olan Simon, belki de hâlâ şiddete maruz kalıyor. Bir gazeteci, sadece gerçekleri gün yüzüne çıkardığı için fiziksel ve psikolojik işkenceye uğruyor. Bu, sadece bir kişiye değil, basın özgürlüğüne, ifade hürriyetine ve insan haklarına yapılan bir saldırıdır.

Avrupa Birliği Nerede? Normlar ve Değerler Çöpe mi Atıldı?

Bulgaristan, Avrupa Birliği üyesi bir ülke. Ancak bu olaylar, AB’nin savunduğu değerlerin ve normların nasıl hiçe sayıldığını göstermektedir. İnsan hakları, adalet, ifade özgürlüğü gibi temel değerler, Bulgaristan’da ağır bir darbe almıştır. Avrupa normlarıyla hareket etmesi gereken bir ülke, kendi halkına zulmeden, gazetecileri susturan ve acılı ailelerin yüzüne kapılar kapatan bir sisteme dönüşmüş durumdadır.

Avrupa Birliği, bu olayları görmezden gelirse, bu sadece Bulgaristan’daki insan hakları ihlallerini değil, tüm kıtada bu tür ihlallerin normalleşmesini teşvik eder. Şu an AB yetkililerinin göreve gelmesi ve bu olaya ivedilikle müdahale etmesi gerekmektedir. Bulgaristan’ın hukuk sistemindeki yozlaşma ve insan haklarına karşı tutumu, Schengen Bölgesi’ne giriş süreci de dahil olmak üzere, ciddi bir yaptırımla karşılık bulmalıdır.

Schengen Süreci Dondurulmalı ve Yaptırımlar Uygulanmalı

Bulgaristan, şu anda Schengen Bölgesi’ne dahil olma sürecinde. Ancak, insan haklarını hiçe sayan bir ülkenin Avrupa Birliği içinde serbest dolaşım hakkına sahip olması kabul edilemez. Eğer Bulgaristan bu tutumunu değiştirmezse, Schengen süreci derhal dondurulmalı ve bu ülkeye yönelik ciddi yaptırımlar uygulanmalıdır. İnsan haklarını, ifade özgürlüğünü ve adaleti hiçe sayan bir ülkenin, Avrupa standartlarını temsil etmesi mümkün değildir. Avrupa Birliği, insan haklarını yok sayan bir devleti “ahıra çevrilen” bir yapıya dönüştürmek yerine, insanlığın evrensel değerlerini savunan bir yol izlemelidir.

Bir Acılı Aile, Bir Cesur Gazeteci ve Yok Sayılan İnsanlık

Bulgaristan’da yaşananlar, yalnızca Momçil’in ailesine ve Simon Milkov’a değil, tüm insanlığa karşı bir hakaret niteliğindedir. 23 yaşında bir gencin hayatını kaybetmesi, bir annenin ve babanın evladının arkasından ağlaması ve buna duyarsız kalan bir devlet yapısı… Buna sessiz kalan her otorite, bu adaletsizliğin bir parçası haline gelir. Simon’un susturulmaya çalışılması, gerçeğin örtbas edilmek istendiğini gösteriyor. Ama unutulmamalıdır ki, hakikat er ya da geç ortaya çıkar.

Avrupa Birliği ve dünya kamuoyu, bu duruma derhal müdahale etmeli ve Bulgaristan’a insan hakları ve adalet normlarına uygun bir davranış sergilemesi için baskı yapmalıdır. Bu halk, Momçil’in ailesi ve Simon Milkov, bunu hak etmiyor. Adalet, Avrupa değerleri ve insanlık adına, bu olay bir dönüm noktası olmalıdır. Eğer Bulgaristan böyle bir yönetim tarzını sürdürmeye devam edecekse, Avrupa Birliği’nde bir yeri olmadığını açıkça göstermenin zamanı gelmiştir.

 

 

Bu gönderiyi Instagram’da gör

 

Aktif TV (@aktiftv_)’in paylaştığı bir gönderi

Suat Bezeng

Aktif Media Başkanı - KPİEM Komite Başkanı - Gazeteci - Yazar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu