RTL Info’ya verdiği röportajda Wunsch, Belçika ekonomisinin genel olarak “saygın” bir performans sergilediğini belirtse de kamu finansmanındaki kötüleşmenin giderek daha büyük bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.
Wunsch, kamu açığının sürdürülemez bir hale gelebileceğini ifade ederek şu açıklamada bulundu: “Bir noktada duvara çarpacağız. Eğer hiçbir şey yapmazsak, bir sonraki krizle başa çıkacak gücümüz kalmayacak.” Belçika için acil bir bütçe reformu gerektiğini savundu.
Pierre Wunsch, maaş artışları konusunda da net bir tavır sergiledi: “Maaş artışları için bir marj yok.” Otomatik endeksleme sistemi sayesinde Belçikalıların maaşlarının komşu ülkelerden daha fazla arttığını hatırlatan Wunsch, bu durumun kamu bütçesi üzerindeki baskıyı artırdığına dikkat çekti. Mevcut durum değişmezse, Belçika’nın kamu açığının 2027’ye kadar GSYİH’nin %6’sına ulaşabileceği öngörülüyor. Bu da ülkenin kredi notunun düşmesine ve borçlanma maliyetlerinin artmasına yol açabilir.
Wunsch, Belçika’nın pandemi ve enerji krizleri sırasında halkı desteklemek için önemli miktarda kaynak harcadığını ancak finansal manevra alanının giderek daraldığını söyledi. Önümüzdeki dönemde bu tür desteklerin sürdürülememe riski olduğuna vurgu yaptı.
Wunsch, kamu harcamalarının ekonomik büyümeyi aşmaması gerektiğini belirtti. Daha fazla vergi yükünün bir seçenek olabileceğini ifade eden Wunsch, bu tür kararların finansal kurumların değil, politikacıların sorumluluğunda olduğunu söyledi.
2023 yılında Trends Tendances dergisi, Belçika kamu borcunun saniyede 507 avro arttığını hatırlatmıştı. Ekonomist Rudy Aernoudt’e göre, reform yapılmadığı takdirde Belçika’nın kamu borcu 2050’de GSYİH’nin %180’ine ulaşacak ve ülke “iflasın eşiğine” sürüklenecek.
Belçika’nın borç durumunun ciddiyeti, ekonomik politikaların yeniden gözden geçirilmesini gerektiriyor. Özellikle kamu finansmanındaki bu kötüleşme, ülkenin gelecekteki krizlere hazırlıklı olma kapasitesini tehdit ediyor.
