AvrupaBelçikaHaberler

Belçikalı bilim insanları bağırsak kanserine yol açan bakterileri etkisiz hale getirme yolunu keşfetti

Belçikalı bilim insanları, bazı E. coli bakterilerinin bağırsak hücrelerine bağlanarak DNA'ya zarar veren toksik bir madde salgılayıp kanser riskini artırdığını ortaya çıkardı.

Gent Üniversitesi ve VIB araştırmacılarının yaptığı çalışmada, bakterinin bağırsak duvarını nasıl istila ettiğine dair yeni bilgiler elde edildi. Bu keşif, kanser riskini azaltmaya yönelik tedavi yöntemlerine kapı aralıyor. Bilim dünyasında daha önce pks+ E. coli türünün kolibaktin adlı zararlı bir madde ürettiği ve bu maddenin insan DNA’sına zarar vererek kansere neden olabileceği düşünülüyordu. Ancak bu bakterinin bağırsak duvarına nasıl tutunduğu bilinmiyordu. Yeni bulgulara göre, bakteriler “pili” adı verilen ince protein lifleri sayesinde bağırsak hücrelerine yapışarak bu zararlı etkilerini gösterebiliyor.

Kolibaktinin tümörleri büyütüp agresif hale getirdiği bulundu

Elde edilen bulgular, pks+ E. coli’nin bağırsak hücrelerine bağlanmasının tümörlerin sayısını, boyutunu ve saldırganlığını önemli ölçüde artırdığını gösteriyor. Bu bağlanma süreci, bakterinin yüzeyindeki uzun protein liflerinin bağırsak duvarının iç yüzeyindeki hücrelere tutunmasıyla gerçekleşiyor. Kolibaktinin yol açtığı DNA hasarları, bağırsak hücrelerinde kanserli mutasyonlara neden olabiliyor.

Yeni tedavi yöntemi umut verici

Ancak bilim insanları için bir diğer umut verici gelişme de bu adezin moleküllerinin çıkarılmasının bakterilerin zarar verme yeteneğini ortadan kaldırması oldu. Gent Üniversitesi’nden araştırmacı Maude Jans, “Bu tedavi yaklaşımı çok umut verici çünkü zararlı E. coli türlerini hedef alarak faydalı bağırsak mikroplarını koruyor, antibiyotiklerin aksine,” dedi.

Gençlerde bağırsak kanseri artıyor

Uzmanlar, özellikle gençlerde bağırsak kanseri vakalarının arttığını vurguluyor. Genetik faktörler veya sağlıksız bir diyet gibi durumların bağırsak duvarını zararlı bakterilere karşı daha savunmasız hale getirebileceğine dikkat çeken araştırmacılar, bu konuda tedbir alınması gerektiğini belirtiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu