Belçika’da konut ırkçılığına karşı alınan önlemler, kağıt üzerinde etkileyici görünse de, özellikle Müslümanlar ve yabancı kökenlilerin hâlâ ciddi engellerle karşılaştığı bir gerçek. Belçika’da ayrımcılıkla mücadele eden bağımsız kamu kurumu Federal Eşit Fırsatlar Merkezi (Unia) tarafından yürütülen ayrımcılık karşıtı testler ve gizli denetimler umut verici adımlar olarak sunuluyor. Ancak bu girişimlerin sahadaki gerçek etkisi sorgulanmalı.
Valonya: Ayrımcılığın Acı Gerçeği
Valonya’da yapılan araştırmalar, Müslüman kökenli isimlere sahip kişilerin, Belçikalı isim taşıyanlara göre %28 daha az mülk gezisi daveti aldığını ortaya koyuyor. Özel mülk sahiplerinin %43’ü ırkçı tutum sergilerken, emlakçılardaki bu oran %20. Özellikle Mons ve Namur gibi şehirlerde bu ırkçılık oranları %64’e kadar çıkıyor. Bu veriler, Müslümanların ev kiralama sürecinde karşılaştığı sistematik ayrımcılığı net biçimde gözler önüne seriyor.
Flaman ve Brüksel Bölgeleri: Irkçılık Yaygın
Irkçılık sorunu sadece Valonya ile sınırlı değil; Başkent Brüksel ve Flaman Bölgelerinde de benzer ayrımcılık örnekleri görülüyor. Flaman Bölgesi’nde 2020 yılında ayrımcılık karşıtı testlerin uygulanmaya başlanmasına rağmen, Müslümanlar ve yabancı kökenliler için ev bulma süreci hâlâ büyük bir mücadele. Brüksel’de de 2022’de konut ayrımcılığıyla mücadele için yasa tasarıları kabul edilse de, özellikle Müslümanlar için kiralık ev bulma süreci hâlâ sorunlu. Emlak piyasasında yabancı kökenlilere yönelik açık bir ırkçılık var ve bu durum daha kapsamlı adımlar atılmadıkça değişmeyecek gibi görünüyor.
Kağıt Üzerinde Çözümler Yeterli Mi?
Belçika hükümeti ve ilgili kuruluşlar, konut ayrımcılığına karşı çeşitli yasal düzenlemeler ve eğitim programları yürütse de, bunların etkisi sınırlı kalıyor. Konut sektörü, iş bulma süreçlerinde olduğu gibi, ayrımcılığın çok net şekilde hissedildiği alanlardan biri. Ayrımcılığı önleme amacıyla başlatılan “gizli denetimler” ve eğitim programları doğru yönde atılmış adımlar olsa da, daha güçlü yaptırımlar ve toplumun her kesiminde ırkçılık karşıtı bir bilinç oluşturulmadıkça bu adımlar yeterli olmayacak.
Gerçek Çözüm Ne Olmalı?
Konut sektöründe ırkçılıkla mücadele için kağıt üzerindeki düzenlemeler yeterli değil. Özellikle Müslümanlar ve göçmenler için ayrımcılığı engellemek amacıyla daha kararlı ve etkili önlemler alınmalı. Bu da yalnızca yasalarla değil, toplumsal bilinci artıracak güçlü bir ırkçılık karşıtı seferberlik ile mümkün olacaktır. Aksi takdirde, Belçika’da Müslümanlar için ev bulmak uzun süre daha zorlu bir süreç olmaya devam edecek.
