Belçika’da Geleceğimiz İçin Gözlerimizi Açmalı, Doğru Kararlar Vermeliyiz
Geçen gün, Belçika'da, özellikle Brüksel, Anvers, Gent ve Charleroi gibi büyük şehirlerde yaşayan yabancı kökenli toplulukların karşı karşıya kaldığı sorunlara dikkat çeken bir yazı paylaştım. Uyuşturucu ticareti ve buna bağlı şiddet olayları bu şehirlerde yaşayan bizlerin hayatını doğrudan etkiliyor. Üstelik bu suçların en büyük mağdurları da yine bizim çocuklarımız, ailelerimiz, komşularımız.

Bu duruma dikkat çekmek ve yerel seçimlerin bu açıdan ne kadar önemli olduğunu vurgulamak istemiştim. Ancak, bazı insanlar yazdıklarımı çarpıtarak, sanki bir menfaat peşinde olduğumuzu ima etmeye kalkıştı. Birkaç gün geçmeden, Brüksel’de yaşanan bir olay, aslında bu uyarıların ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha gösterdi. Henüz reşit bile olmayan, 15-17 yaş aralığındaki 5 genç, parklar ve metro istasyonlarında gerçekleştirdikleri şiddet içerikli soygunlar ve saldırılar nedeniyle gözaltına alındı. Bu çocuklar, aslında okulda olmaları gerekirken suça bulaşıyorlar, cezaevine ya da ıslah evlerine gönderiliyorlar. Peki, bu çocukların aileleri ne durumda? Anne babaları ayrı mı? Ailelerinden kopmuş, ilgisizlikle büyümüş bu çocuklar neden böyle bir yola sürükleniyor? Ve daha da önemlisi, bu çocuklar çevrelerindeki diğer gençleri de aynı yola çekmiyor mu? Ufak tefek suçlarla başlayan bu süreç, nasıl oluyor da büyük bir trajediye dönüşüyor?
Toplum olarak başımızı kuma gömmekten vazgeçmeliyiz. Bu olaylar, bizlerin de üzerinde durduğu sorunların bir yansıması değil mi? Çocukların bu hale gelmesini izlemekle mi yetineceğiz? Sadece kendi cebini doldurmak için yaşayanlar, bu gençlerin hayatlarını mahvediyor. Amaç ne? Kısa vadeli kazançlar için, toplumumuzun geleceğini karanlığa mı teslim edeceğiz?
Şimdi, yaklaşan yerel seçimlerde biz kime oy vereceğiz? Belediyelere mi? Evet, tam da belediyelere oy vereceğiz çünkü belediyeler, polis güçlerinin bağlı olduğu, sorunlara çözüm bulmakla yükümlü olan kurumlardır. Eğer seçimlerde bu konuları göz önünde bulundurmazsak, seçimlerin bir anlamı kalır mı?
Daha kaç tane 10 yaşlarındaki çocuk cezaevine gönderilecek? Koruma evine yerleştirilecek? Geleceğini karartacak? Bu işin şakası kalmamıştır. Yuvalar yıkılıyor. Hayatlar kararıyor. Bırakın menfaati, bırakın ceplerinizi doldurmayı, dedikoduyu, gıybeti, fesatlığı. Kendi çocuğunuzun hayatından bahsediyorum. Kendi çocuğunuzun geleceğinden bahsediyorum.
Suat Bezeng
Aktif Media Başkanı
04.09.2024