AvrupaHaberler

Avrupa’da konut elektrik ve doğal gaz fiyatları büyük farklılıklar gösteriyor

Satın alma gücü standardına (PPS) göre ayarlandığında ülkeler arasındaki sıralamalar önemli ölçüde değişiyor.

Hanehalkı Enerji Fiyat Endeksi (HEPI) verilerine göre, 3 Ocak 2025 itibarıyla Avrupa’daki başkentlerde konut elektrik fiyatları arasında büyük farklılıklar yaşandı. Berlin, 40,4 c€/kWh ile en yüksek fiyatın görüldüğü şehir olurken, onu 38,5 c€/kWh ile Brüksel, 37,5 c€/kWh ile Kopenhag, 36,8 c€/kWh ile Londra ve 36,4 c€/kWh ile Bern takip etti. Avrupa Birliği genelinde ortalama elektrik fiyatı 25,5 c€/kWh olarak belirlenirken, Budapeşte 9,1 c€/kWh ile en ucuz şehir oldu. Budapeşte’yi 9,8 c€/kWh ile Kiev, 10,5 c€/kWh ile Belgrad ve 11,1 c€/kWh ile Podgorica izledi.

Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin başkentlerinde elektrik fiyatları genel olarak AB ortalamasının altında seyretti. Ancak Çekya’nın başkenti Prag, 35,3 c€/kWh ile bölgedeki diğer şehirlerden ayrışarak AB ortalamasını aşan tek başkent oldu. Avrupa’nın en büyük beş ekonomisinin başkentlerinde ise elektrik fiyatları AB ortalamasının üzerinde kaldı.

Elektrik fiyatlarındaki bu büyük farkın çeşitli nedenleri bulunuyor. Uzmanlara göre, ülkelerin enerji üretiminde kullandıkları kaynakların çeşitliliği, tedarikçilerin satın alma ve fiyatlandırma stratejileri, çapraz sübvansiyonlar, vergiler ve şebeke kullanım ücretleri gibi faktörler fiyatların oluşumunda önemli rol oynuyor. Örneğin, Berlin’de elektrik fiyatlarının yüksek olmasının temel sebebi, yüksek ağ ücretleri ve vergiler olarak gösteriliyor. Eğer yalnızca enerji bileşeni dikkate alınsaydı, Almanya 33 ülke arasında 10. sıraya gerileyerek İtalya, İngiltere ve Hollanda’dan daha düşük bir konumda yer alacaktı.

Elektrik fiyatları satın alma gücü standardına (PPS) göre hesaplandığında, sıralamalarda önemli değişiklikler meydana geliyor. PPS, farklı ülkelerdeki genel fiyat seviyelerini ortadan kaldırarak daha adil bir karşılaştırma imkânı sunuyor. Buna göre, Oslo 10,6 PPS ile en düşük, Prag ise 43,9 PPS ile en yüksek fiyatın görüldüğü şehir olarak öne çıktı. Prag, nominal fiyat sıralamasında 7. sıradayken, PPS bazında 1. sıraya yükselerek elektrik fiyatlarının ülkedeki haneler üzerindeki yükünü daha da belirgin hale getirdi. Bern, nominal fiyat sıralamasında 5. sıradayken, PPS bazında 23. sıraya gerileyerek, İsviçre’de elektrik fiyatlarının görece daha düşük bir mali yük oluşturduğunu gösterdi. Lüksemburg nominal sıralamada 12. sırada yer alırken, PPS bazında 24. sıraya geriledi. Varşova ise nominal sıralamada 18. sıradayken, PPS bazında 6. sıraya yükselerek Polonya’da elektrik maliyetlerinin satın alma gücü açısından daha ağır bir yük olduğunu ortaya koydu.

Doğal gaz fiyatlarında ise Stockholm büyük bir istisna olarak öne çıktı. Avrupa’daki konut doğal gaz fiyatları Budapeşte’de 2,5 c€/kWh ile en düşük seviyede gerçekleşirken, Stockholm’de 33,3 c€/kWh ile en yüksek seviyeye ulaştı. Stockholm’deki fiyatlar, Budapeşte’ye göre 13 kat daha pahalı oldu. İsveç’in gaz pazarının oldukça küçük olması, bu yüksek fiyatın başlıca nedeni olarak gösterildi. Ülkede yalnızca 77 bin doğal gaz abonesi bulunuyor ve bunların 50 bini, Stockholm’ün izole edilmiş gaz şebekesinde yer alıyor.

Amsterdam 18,3 c€/kWh, Bern 17,4 c€/kWh ve Roma 15 c€/kWh ile Stockholm’ü takip etti. Avrupa’nın en büyük ekonomilerinden biri olan İngiltere’de ise Londra, 8,8 c€/kWh ile görece düşük doğal gaz fiyatlarına sahip oldu. Uzmanlar, doğal gaz fiyatlarındaki bu büyük farkların farklı tedarik ve fiyatlandırma stratejileri, depolama seviyeleri, hava durumu ve sıcaklık koşulları, pazarlar arası bağlantılar, çapraz sübvansiyonlar ve tarife yapılarından kaynaklandığını belirtiyor.

PPS bazında doğal gaz fiyatları da önemli sıralama değişikliklerine neden oldu. Budapeşte, 3,8 c€/kWh ile en düşük doğal gaz fiyatına sahipken, Stockholm 28,3 c€/kWh ile en yüksek fiyatın görüldüğü şehir oldu. Bern nominal sıralamada 3. sıradayken, PPS bazında 16. sıraya geriledi. Lüksemburg nominal sıralamada 10. sıradayken, PPS bazında 21. sıraya düştü. Kopenhag, nominal sıralamada 3. sırada yer alırken, PPS bazında 15. sıraya geriledi. Öte yandan, Sofya nominal sıralamada 15. sıradayken, PPS bazında 3. sıraya yükselerek Bulgaristan’da doğal gazın satın alma gücüne kıyasla ne kadar büyük bir mali yük oluşturduğunu gözler önüne serdi.

Bu veriler, Doğu Avrupa’da doğal gaz ve elektriğin nominal olarak daha ucuz olmasına rağmen, satın alma gücü nedeniyle haneler için daha büyük bir yük oluşturduğunu gösteriyor. Batı Avrupa’da ise nominal olarak pahalı görünen enerji fiyatları, PPS açısından değerlendirildiğinde daha uygun hale geliyor. Avrupa genelindeki bu fiyat farklılıkları, ülkelerin enerji politikalarının ve ekonomik yapıların doğrudan bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu