Almanya’nın Güvenliği Tehdit Eden Güvenlik Kurumu Akıllara Durgunluk Verdi
Almanya’nın Bavyera eyaleti, son günlerde skandal bir video ile gündeme oturdu. İçişleri Bakanlığı’nın resmi sosyal medya hesabından paylaşılan bir animasyon, açıkça Müslümanlara karşı bir nefret söylemi içeren, Nazi propagandasını andıran bir dil kullanmakla suçlanıyor.

Güvenliği sağlamakla görevli bir devlet kurumunun, toplumu birleştirmek yerine bölücü ve düşmanca bir tutum sergilemesi, kabul edilemez bir durumdur. Bu gelişme, Almanya’nın hoşgörü ve demokrasi ilkelerine gölge düşürmekte ve halkın tepkisini giderek büyütmektedir.
Paylaşılan videoda, sakallı Müslüman erkekler karikatürize edilerek genç kızlara İslam’da makyajın yasak olduğunu söylemekte ve peçeli Müslüman kadınlar ise “İslami hassasiyetlere sahip koca” aradıklarını ifade etmektedir. Daha da vahim olan kısım, bu sakallı erkeklerin, eş arayan kadınları kendilerine ikinci eş olarak alıyor şeklinde gösterilmesidir. Bunun sonunda, “Selefilik tuzağı düşündüğünüzden daha hızlı yayılıyor” gibi tehlikeli bir mesaj verilmekte, Müslümanlar potansiyel bir tehdit olarak resmedilmektedir. Bu video, açıkça toplumda korku ve nefret tohumları ekmekte, Müslümanlara karşı düşmanlığı körüklemektedir.
Ancak asıl şok edici olan, bu videonun Bavyera İçişleri Bakanlığı tarafından paylaşılmış olmasıdır. Bir devlet kurumu, toplumu bir arada tutmak, güvenliği sağlamak ve herkesi korumakla yükümlüdür. Fakat bu durumda, Bakanlık bir güvenlik sağlayıcıdan çok bir nefret yayıcı gibi hareket etmektedir. Halkı koruması gereken bir kurumun, bir dini topluluğu hedef alarak onları tehlikeli gösterme çabası, demokrasiye ve toplumsal barışa açık bir saldırıdır.
Almanya gibi çok kültürlü bir ülkenin eyalet hükümetlerinden beklenen, toplumsal uyumu desteklemektir. Müslümanları radikalleşmekle itham eden bu video, sadece radikal grupları değil, İslam’ı yaşayan her bireyi hedef tahtasına koymaktadır. Bu, Alman Müslüman topluluğu üzerinde derin bir yaraya neden olacağı gibi, Alman toplumunun da parçalanmasına katkıda bulunacaktır.
Bazı sosyal medya kullanıcıları ve Alman vatandaşları, bu videoyu haklı olarak Nazi propagandasına benzeterek sert bir şekilde eleştirdi. Almanya tarihine bakıldığında, bu tür ayrıştırıcı ve insanları hedef gösteren politikaların sonuçları son derece yıkıcı olmuştur. Nitekim gelen tepkiler sonucunda, Bavyera İçişleri Bakanlığı videoyu kaldırmak zorunda kalmıştır. Ancak bu geri adım, işlenen hatanın büyüklüğünü örtbas etmeye yetmez.
Almanya’nın demokratik değerleri, hoşgörü ve eşitliği savunan bir temele dayanmaktadır. Bu değerler, bir grup insanın hedef gösterilerek çiğnenmemelidir. Devlet kurumları, nefret söylemlerini yaymak yerine, toplumu bir arada tutma ve her bireyin güvenliğini sağlama görevini yerine getirmelidir. Bavyera İçişleri Bakanlığı’nın yaptığı bu hamle, sadece Müslüman topluluğa değil, Almanya’nın temel demokratik ilkelerine de bir saldırıdır.
Bir toplumda güvenlik ve barış, toplulukların bir arada, saygı ve hoşgörü içinde yaşaması ile sağlanır. Nefret ve önyargı tohumları ekerek toplumu bölmeye çalışan bir hükümet organının, kendi görevini yerine getirmediği açıktır. Bavyera İçişleri Bakanlığı bu hatadan ders çıkarmalı ve toplumsal barışı yeniden inşa etmeye yönelik somut adımlar atmalıdır. Almanya’nın tarihinden öğrenilecek en önemli derslerden biri, ayrıştırıcı söylemlerin ve nefretin, topluma onarılamaz zararlar verdiğidir.