Bu, bankanın son 46 yılda kaydettiği ilk ve en büyük mali kayıp oldu. Aynı zamanda Alman ekonomisi de 2024’ün son çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 0,2 oranında daraldı. Bundesbank’ın bilançosunda görülen büyük açığın temel nedeni, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) son yıllarda uyguladığı faiz politikaları olarak gösteriliyor. ECB’nin 2022 yazında başlattığı agresif faiz artırımları, Bundesbank’ın mali tamponlarını eritti ve bankanın 2024’e yalnızca 700 milyon avro rezervle girmesine yol açtı.
Banka, 2023 yılında rezervlerini kullanarak zararı önlemeyi başarsa da, 2024’te 13,1 milyar avroluk faiz gideri nedeniyle mali dengesi sarsıldı. Bundesbank, son olarak 1979 yılında, bugünün değeriyle 2,9 milyar avroluk bir zarar açıklamıştı.
Bundesbank Başkanı Joachim Nagel, Frankfurt’ta gerçekleştirilen bilanço toplantısında, zararların önümüzdeki yıllarda da sürebileceğine dair değerlendirmelere rağmen, bankanın mali durumunu hızla toparlayacağını ifade etti. Nagel, “Yıllık mali yüklerin en yüksek seviyesini geride bıraktığımızı düşünüyoruz” diyerek önümüzdeki döneme dair umutlu bir mesaj verdi.
Bundesbank’ın yanı sıra Avrupa Merkez Bankası (ECB) de 2024 yılı için 7,9 milyar avroluk zarar bildirdi. Bu, ECB’nin 25 yılı aşkın tarihindeki en büyük mali kayıp olarak kayıtlara geçti. Buna bağlı olarak ECB’nin ulusal merkez bankalarına düzenli olarak yaptığı kâr payı dağıtımı bu yıl da gerçekleşmeyecek.
Bundesbank Başkan Yardımcısı Sabine Mauderer, bankanın finansal sağlamlığını vurgulayarak, yükselen altın fiyatlarının rezerv değerlerini artırdığını belirtti. Bankanın altın ve döviz rezervleri, 2023 sonunda 267 milyar avroya yükselerek bir önceki yılın 197 milyar avroluk seviyesini aştı.
Almanya ekonomisi 2024’ün son çeyreğinde yüzde 0,2 oranında küçülürken, yıl genelinde de aynı oranda bir daralma kaydedildi. Bu, ülke ekonomisinin üst üste ikinci yıl negatif büyüme göstermesi anlamına geliyor.
Makroekonomi ve İş Döngüsü Araştırma Enstitüsü Bilimsel Direktörü Sebastian Dullien, ekonomideki zayıflamanın jeopolitik gelişmelerle bağlantılı olduğunu belirtti. Dullien, Çin ve ABD’nin sanayilerini güçlendirme yönündeki hamlelerinin Almanya gibi dış ticarete bağımlı ekonomileri olumsuz etkilediğini söyledi. Ayrıca Ukrayna’daki savaşın yol açtığı enerji fiyat artışları ve kısıtlayıcı mali politikaların da ekonomik durgunluğa katkıda bulunduğunu ifade etti.
Almanya’nın ekonomik görünümüne dair belirsizlik devam ederken, Bundesbank’ın ve ECB’nin önümüzdeki dönemde nasıl bir politika izleyeceği merak konusu olmaya devam ediyor.
