Romanya, bu yıl dördüncü kez borçlanmaya gitti; borçlanma maliyetleri AB’nin zirvesinde
Romanya hükümeti, artan bütçe açığı nedeniyle uluslararası piyasalardan 2025 yılı içinde dördüncü kez borçlanmaya çıktı ve Avrupa Birliği'nde en yüksek faiz oranlarını ödemek zorunda kaldı.

Romanya hükümeti, yılın dördüncü borçlanma hamlesini 2 Ekim 2025 tarihinde gerçekleştirerek uluslararası piyasalarda euro cinsinden devlet tahvili satışı yaptı. Ülkenin borçlanma maliyetleri, Avrupa Birliği içinde en yüksek seviyede bulunuyor.
Hükümetin acil kredi ihtiyacının temel nedeni, devlet bütçesinin gelirlerinden çok daha fazla harcama yapması ve bu durumun Romanya’yı AB’nin en yüksek bütçe açığına sahip ülkesi haline getirmesi olarak gösterildi. Elde edilen fonların bir kısmı, 2026 yılında yapılacak ödemelerin öne çekilmesi ve gelecek yılın harcamalarının karşılanması için kullanılacak.
Romanya, üç farklı vadeli tahvil satışıyla yatırımcılardan borç aldı. Tahvil vadeleri 7, 12 ve 20 yıl olarak belirlenirken, yıllık faiz oranları ise sırasıyla referans faizin yüzde 3,4, yüzde 3,85 ve yüzde 4,15 üzerinde açıklandı. Bu yüksek faizler, yatırımcıların ülkenin siyasi ve mali risklerini göz önünde bulundurduğunu gösteriyor.
Finans uzmanları, Romanya’nın borçlanmayı pahalıya mal etmesinin temel sebebi olarak bütçe disiplininden uzaklaşılmasını, reformlarda yaşanan gecikmeleri ve mali şeffaflıktaki eksiklikleri öne çıkardı. Ülke, yeni borçlanmalarının yanı sıra 2026’da vadesi dolacak bazı eski borçlarını erken ödemeyi de planlıyor. Bu amaçla 1,3 milyar euro yüzde 2,75 faizli, 1,8 milyar euro yüzde 5 faizli ve 1,15 milyar euro yüzde 2 faizli tahvillerin bir bölümünün öne çekilerek ödenmesi hedefleniyor.
Hazinenin verilerine göre, Romanya’nın 2025 yılı toplam finansman ihtiyacı yaklaşık 260 milyar lei’ye yükseldi ve bu miktarın yüzde 80’i yılın başlarından itibaren toplanmış durumda. Son aylarda tahvil faizlerinde hafif bir gerileme yaşansa da, Romanya’nın borçlanma maliyetleri Avrupa Birliği genelinde hala en üst düzeyde seyrediyor. Uzmanlar, yatırımcı güveninin kalıcı şekilde sağlanabilmesi için mali disiplinin güçlendirilmesi ve kapsamlı reformların hızla hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyor.







