
Hollanda’da konut bulamama sorunu, toplumun geniş kesimini etkileyen ciddi bir stres kaynağı haline geldi. ING’nin Woonbericht başlıklı raporuna göre, halkın yüzde 52’si ya bizzat konut stresi yaşıyor ya da çevresinde bu sorunu gözlemliyor.
Konut stresi, özellikle acil ev arayışında olanlar ya da ani hayat değişikliklerinden (boşanma, mali sıkıntı, üniversite sonrası barınma ihtiyacı gibi) geçen kişilerde yoğunlaşıyor. Başta gençler olmak üzere pek çok kişi, zorunlu olarak ailelerinin veya arkadaşlarının yanında kalıyor. Araştırmaya katılanların yaklaşık dörtte biri, hayatında en az bir kez başka birinin yanında yaşamak zorunda kaldığını ifade ediyor. Bu geçici çözümler genellikle ortalama yarım yıl sürüyor ve sıkça gerginliklere yol açıyor.
Araştırmaya göre, beraber yaşamanın getirdiği mahremiyet eksikliği, farklı yaşam alışkanlıkları ve ev içi sorumlulukların paylaşılması gibi nedenlerle birçok kişi önemli hayati kararlarını – çocuk sahibi olmak veya sosyal hayatını şekillendirmek gibi – ertelemek zorunda kalıyor.
ING Konut Müdürü Wim Flikweert, “Konut stresi toplumsal bir gerçekliğe dönüştü. Özellikle ayrılık yaşayanlar veya öğrencilikten sonra ev bulmakta güçlük çekenler, çoğu zaman ailelerine veya arkadaşlarına bağımlı hale geliyor” dedi.
Çözüm olarak, ankete katılanlar yeni konut inşasının hızlandırılması ve evlerin bir bölümünün kiraya verilmesini mümkün kılan düzenlemelerin yaygınlaştırılmasının rahatlama sağlayacağını düşünüyor.








